26 Ocak 2010 Salı

ŞAKA BETONU

Güzel bir ülke Türkiye. Coğrafyasına hayranım. Seviyoruz ülkemizi. Dört mevsimi aynı anda yaşıyoruz. Kıyılarımız şahane. Plajlarımız cennet. Yaylalarımız eşsiz. Tüm dinlerin buluştuğu illerimiz var. İstanbul bizim. Stratejik konumumuzla 'hava' atıyoruz. Elimizi uzatsak Avrupa'ya dokunuyoruz. Bir ayağımız Asya'da. İlk yerleşik hayata ev sahipliği yapmışız. Bu topraklarda onlarca medeniyet kurulmuş, onlarcası da yıkılmış. Dört kıtaya sözümüz geçmiş. Evrensel ölçeklerde kabul gören filozoflar yetişmiş bu topraklarda. Dünyanın kabul ettiği yazarlarımız,piyanistlerimiz,şarkıcılarımız var. Tarihin yok sayamadığı devlet adamları,askerler çıkmış aramızdan. Nobel,UEFA Kupası,Eurovizyon şampiyonluğu,Koraç Kupası,halterde ve güreşte olimpiyat,dünya,avrupa şampiyonlukları girmiş Edirne'den. Futbolda milli takımlarımızla, kendimizi dünya futbol radarına sokmuşuz,fark edilmişiz. Tekerlekli sandalyenin sporda engel olamayacağını anlamışız. Kadın basketbolunda takımlar düzeyinde Avrupa şampiyonluğu yaşamışız. Bilardoda bir kralımız var. Kısaca bir sürü şey başarmış bu ülke, bu ülke insanları. Liste uzun. Daha da uzar. Yukarda sıraladığımdan çok daha fazlasını unuttum biliyorum. Bunun için de özür diliyorum. Tüm bunlar bir yanda...
Diğer yanda 'garip' bir ülkede yaşadığımızda aşikar. Kimileri buna zenginlik diyor,kimileri enerji. Bizi çok 'orjinal' bulanlar var. 'Burası Türkiye' diyerek normalleştirdiğimiz,alıştığımız çok tuhaf şeyler deneyimliyoruz. Şaşırmıyoruz bile pek çok olağandışı şeye. Bilim-kurgu bizim için çok sıradan. Star Wars, Yüzüklerin Efendisi, Avatar bize çok 'gerçeküstü' gelmiyor!
Mesela OLİMPİYAT STADI! Olimpiyat Stadı adeta bir bilim-kurgu platosu. Bu devasa yapı, bu 100 milyon dolarlık yatırım adeta 'betonlaşmış' bir şaka! Hatta aptallığın beton hali! Üstelik hoş bir şaka da değil. Eşşek şakası! Futbol maçları yapılıyor orada çoğunlukla. Top oynanıyor. Daha ziyade in-cin top oynuyor ama! Toplam seyirci sayısı, futbolcu sayısından az olan bir takımın, 80.000 kişilik bir stadı var! Olimpiyat Stadı'nda değil futbol maçı oynamak, olimpiyat yapmak bile mümkün değil! Usain Bolt'a oradaki akıl almaz rüzgarı nasıl açıklardık olimpiyat yapsaydık? Bu tesis yapılmadan önce, proje onaylanmadan önce bir kişi İkitelli'ye gidip bakmadı mı? Onca 'yetim-öksüz' hakkını kuma-taşa karmadan, bir kişi keşif yapmadı mı 'arsada'?. Çok ciddi, çok bilimsel metodlara da gerek yoktu üstelik ölçüm için. İlla bir bilirkişi, bir mühendis gitmese de olurdu. Parmakları olan herhangi biri gidip, parmağını yalayıp havaya kaldırsaydı, bu olağanüstü rüzgarı herhalde ıskalamazdı! Muhtemelen 'Arkadaşlar, buraya stad-mat yapmaktan vazgeçip, elektrik elde etmek üzere, rüzgar gülleri konduralım zira koşullar çok olumlu!' derdi. Olimpiyat Stadı mimari bir skandal bana göre. Dünyada bu yapıyı, bu bağlamda eşleştirebileceğim tek bina PİSA KULESİ! Üstelik Pisa Kulesi'ninde eğimi, zemininden kaynaklanmış ve arada bir kaç yüzyıl var. Ek olarak, Pisa Kulesi'nin mimarının kollarının kesildiğini de belirtmeliyim. Elbette bugün bu kadar ağır bir cezaya gerek yok fakat bir sorumlu bulunmalıydı bence. Hele inşaattan sonra, Olimpiyat Stadı'nın kale arkalarına dikilen rüzgar kesici paneller, skandalın ve ihmalin kaymağı olmuş gibi. Adeta birileri yüzümüze, gözümüze baka baka:'Biz 1-2 milyon dolar daha harcayıp, buraya bu panelleri dikeriz, kimse de bir şey yapamaz!' diye bağırdı o dönem. Ardından da gür bir EROL TAŞ kahkası duyar gibiyim. O panellere ayrıca para verildiği yetmezmiş gibi, daha sonra, o panellerin de söküldüğü, dikkatinizden kaçsın istemem. Çok düşündürücü değil mi? Sanıyorum ülkece, yine birilerini zengin ettik! Her an DİSCOVERY CHANNEL'daki MEGA YAPILAR programına konu olmasını bekliyorum! Ya da MEGA 'TUHAF' YAPILAR'a!
Olimpiyat Stadı elbette bazı organizasyonlar için evsahibi oldu,iş gördü. Şampiyonlar Ligi Finali bunlardan bir tanesi. Bir ikincisi de yok! Peki bununla avunmak, bununla yetinmek mi gerek? Ben de mi bir 'manyaklık 'var? Bahsi geçen tesis prefabrik değil ki bir tek organizasyon için kurulsun, bitince sökülüp taşınsın! Unutmadan U2 konseri de Olimpiyat Stadı'nda yapılacak! Yaşasın! Ne büyük gurur! Bono büyük adamsın! Tabi birde İstanbul'a havadan girerken, ihtişamlı bir dekor vazifesi görüyor, hakkını verelim!
Bana bunları öfke yazdırmıyor inan. Huysuz Şirin değilim ben. Belki şirin bile değilimdir! Bu yazdıklarım hep kendimi onarmak için. Derin nefesler kabul et bu yazdıklarımı. Olana bitene kayıtsız kalamamak diyelim buna. Takdir edersin ki malzemeden yana pek sıkıntı çekeceğimi sanmıyorum. Olup bitenleri gözlerken, garipsediklerimi,hatalı bulduklarımı yakalayıp sobelerken, bir yandan da eğlenmek bu yaptığım! Ne yani? Memlekette bu kadar çok şey olurken, azıcık eğlenmeyelim mi? Bazı şeylerin değişmeyeceğini sence ben de bilmiyor muyumdur?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder